Haftanın Sergisi 27

-
Aa
+
a
a
a

Eraslan Sağlam: Hoş geldiniz, gelmediğiniz zaman bütün Açık Dergi ekibi sizi çok özlüyoruz. Geçen hafta yine yoktunuz ve çok üzüldük, niye yoktunuz?

 

Haldun Dostoğlu: Geçen hafta Atina’da 11.Sanat Fuarı vardı, o fuara katıldığım için yoktum.

 

ES: Hayırlı bir şey mi?

 

HD: Biliyorsunuz geçen hafta başbakanımız da oradaydı, ama hiç alakası yok, tamamen bir tesadüf... Atina Sanat Fuarı Avrupa’daki fuarlardan bir tanesi. Biliyorsunuz sonbaharda İstanbul’da gerçekleşen bir fuar var, böyle yıllık bir takvim ayarlanıyor Avrupa çapında, her büyük kentte bir sanat fuarı gerçekleşiyor, Atina Sanat Fuarı da bunlardan bir tanesi.

 

ES: Bu gidişler devam edecek mi? Umarım devam eder sizin için iyi bir şey.

 

HD: Haziran’ın ortasında bir fuar var ki, bu sanat fuarları arasında dünyanın en önemli, en büyük sanat fuarı, İsviçre’nin Basel kentinde 15-21 Haziran tarihlerinde dünyanın en önde giden 270 galerisinin katıldığı bir fuar. Sanatseverler arasında meraklı olan varsa onlara da şimdiden hatırlatmış olalım, rezervasyon yapabilirler.

 

ES: Peki bu hafta neler konuşacağız?

 

HD: Bu hafta açık olan sergileri isterseniz bir de ben hatırlatayım; Akbank Kültür ve Sanat Merkezi’nde “Sıkıntı Ve Gökkuşağı” adıyla Levent Çalıkoğlu’nun küratörlüğünde gerçekleşen sergi sürüyor. Yapı Kredi Kâzım Taşkent için belki son bir hatırlatmamız olacak, çünkü Mehmet Koyunoğul’nun retrospektif sergisinin son günü cumartesi. Bedri Baykam bu kez eserlerini Beyoğlu CAM Galeri’de sergiliyor, bu sergi 30 Mayıs’a kadar sürecek. İş Bankası Kibele’deki Kuzgun Acar retrospektif sergisi 30 Haziran’a kadar görülebilir. Milli Reasürans’ta çok ilginç bir sergi açıldı geçtiğimiz hafta, bizim yazar olarak bildiğimiz Günter Grass’ın yaptığı gravürler sergileniyor. O’nun bir başka ilgi alanını da bu sergi ile görmüş olduk, bu sergi de 12 Haziran’da son bulacak. Maçka Sanat Galerisi’nde Handan Börtücene’nin sergisi ile Proje 4L’de Hüseyin Çağlayan’ın sergisi sürüyor.

 

Bir kaç tane de açılacak olan sergi var, onlardan söz etmek istiyorum; Tem Sanat Galerisi’nde Oktay Anılan Mert’in sergisi yarın açılıyor “Olmayan Mekânın Resimleri” adıyla, 14 Mayıs’ta açılan sergi 10 Haziran’a kadar sürecek. Apel Sanat Galerisi’nde Gülsüm Karamustafa’nın “Vaat Edilmiş Resimler” adıyla bir sergisi yarın açılıyor. Gülsüm Karamustafa uluslararası alanda en çok sergi açan sanatçılarımızdan, bu networke en çok girmiş sanatçılarımızdan; bunların sayıları da çok fazla değil, belki iki elin parmakları kadar. Galeri Nev’de yarın Paul McMillen’in fotoğraf sergisi açılıyor. Bir başka sergi de haftaya açılacak, onu da bugün hatırlatmak istiyorum, çünkü bu bir günlük bir sergi; 20 Mayıs’ta Venedikli mimar Montaneri’nin sergisi var. Yanılmıyorsam en az iki yıldır İstanbul’da yaşıyor ve fotoğraf sanatçısı. Türkiye’de çektiği fotoğrafları “Fotopark” adıyla –sanıyorum bir otoparkta sergileyecek karttan anlaşıldığı kadarıyla, verdiği adres de şöyle: Şahkulu Mahallesi, Serdar-ı Ekrem Sokak, No. 62 Galata- Galata Kulesi’ne çok yakın bir yerde bir sergi yapıyor, iki yıllık Türkiye deneyiminin fotoğraflarını orada göreceğiz.

 

ES: Biz Açık Dergi olarak büyük bir ihtimalle orada oluruz zaten.

 

HD: Bir başka sergi de Garanti Platform Güncel Sanat Merkezi’nde sürmekte olan “Dip Akıntısı”; Bu sergi aslında çok enteresan, iki tane Belçikalı küratörü var, bir tanesinin ismini doğru telaffuz etmem neredeyse imkansız, -bir sürü sessiz harfin bir araya geldiği soyadları vardır ya- kendisinin dışında herhangi birimizin doğru telaffuz edebileceğini pek sanmıyorum (Cis Bierinckx)- ve diğer küratör ise Hans Martens, bunlar genç kuşak küratörlerden. Sergi 6 Mayıs’ta açıldı ve 12 Haziran’da bitecek. Buraya katılan sanatçılar malzeme, madde, biçim ve algılama deneyimi ile ilgili karmaşık ve çevreye dair bir konuşma başlatmak üzere galeri mekânına doğrudan müdahalelerde bulunuyorlar. Sergi her katkının değerlerini besleyeceği bir yerleştirme olarak kuruluyor. Somut, zihinsel, sanal ve hayali mekânlar üzerinde duruluyor; fakat sanatçıları ilgilendiren yüzeyde olan değil altında yatan, eserleri ilişkilendiren ve seyirciye sanatçının akıl oyunları içerisindeki deneyiminde rehberlik eden, görünmez bir akım oluşturuyor. “Dip akıntısı” bir grup sergisinden çok, ortak işlemlerin bireysel sunumlarından yararlanıldığı sanatsal bir işbirliği gibi algılanabilir.

 

(13 Mayıs 2004 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır)